Haber / Yorum / Bildiri

2 Eylül 1920 Radek’in Bakü’deki konuşmasından…

Birinci Doğu Halkları Kurultayı, Radek,  Bakü 2 Eylül 1920

( 1920 yılında Bakü Doğu Halkları Kongresi’nde Komintern yöneticisi Radek’in Ortadoğu’da I. Dünya Savaşı’nda İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin, oynadıkları oyunları anlatan konuşmanın bir bölümü, günümüz emeperyalistlerinin Ortadoğu’daki oynadığı oyunlara benzediği için tarihten bir hatırlatma olarak aşağıda aktarılmaktadır.)

‘’On milyonlarca işçinin, köylünün hayatına ve milyonlarca sakata, dula, yetime mal olan 1914 Savaşı, sadece yüzlerce milyon Asyalı işçi ve köylünün kimin tarafından boyunduruk altına alınacağı ve dünyanın hâkimi kim olacağının belirtmek için yapılmıştı. Bu savaş, her iki tarafça da ezilen ulusların kurtarılmasını sağlamak adına yürütülmüştü. …

Bu savaşın anlamı, Fransız ve İtalyan ordularının Güney Anadolu’ya geçici olarak değil, sultanın mutlakıyetine son vermek için değil, orada sürekli kalmak ve Türkiye’yi Suriye, Mezopotamya, Arabistan gibi bir yığın ufak tefek devlete parçalamak demektir. ‘Bu yeni verilen bağımsızlıkların’’ görünümü nedir, bunu, İngiliz ve Fransız basınının tanıklığıyla biliyoruz. Fransa, Suriye’de bağımsız bir devlet yaratacağına söz verdi ve Emir Faysal’ın kişiliğinde kendine bir kukla buldu. Fakat onun Fransız kapitalistlerinin emirlerine uymayı bırakmasıyla Damas işgal edildi ve Emir Faysal’ın kendisi de kovuldu. Ardından da Fransız kapitalistlerinin hoşuna giden her şeyin Fransa’ya kaçırıldığı ve kanunları Suriye halkına Fransız subayların dikte ettiği bütün Suriye’de ele geçirildi. İngilizler, Mezopotamya’nın bağımsızlığından söz ediyorlardı ve hayranlık verici bir gösteri serildi gözlerimizin önüne. İki buçuk milyon nüfusu olan bir devlet yaratmak için İngiliz sermayesi, bir yıl içinde çeyrek milyon sterlin harcadı.

Şimdi şu soru akla geliyor: bu İngiliz cömertliği nereden geliyor?

İngiliz ve Fransız sermayeleri arasındaki çatışma bunun nedenini gösterdi. İngiliz parlamentosundaki en yetkili İngiliz’e, Lloyd George’a, İngiltere’nin, Mezopotamya’nın zenginliklerini ele geçirmesinin gerekip gerekmediği ve İngiliz sermayesinin ülkede hatırı sayılır bir yekûn tutan harcamayı haklı gösteren ayrıcalıklara sahip olup olmadığı sorulduğu zaman Lloyd George, İngiltere’nin, Mezopotamya’da ayrıcalıkları bulunmadığı bu ülkeden hiçbir şey istemediği ve orada önceden beri sultan yönetiminin İngiliz kapitalistleri ile kararlaştırdıkları ayrıcalıkları saklı tutmakla yetinildiği karşılığını verdi. Fakat bunun ne anlama geldiği açıklığa kavuşturulduğunda- ve Fransız Dışişleri Bakanı Pichon tarafından yapılmıştır- İngiliz kapitalistlerinin, Mezopotamya Araplarının tek zenginliği olan tüm Mezopotamya petrol kuyularına sahip oldukları görüldü.

Petrol, Alman kapitalistlerinin ve Türk yönetiminin elinde bulunmaktaydı. Şimdi, İngilizler, bunların yüzde yirmi beşini Fransızlara bıraktılar, diğer yüzde yetmişini kendilerine sakladılar. Bu yüzden Doğu Halkları bu kurultay önünde Lloyd George’un bir yalancı ve dolandırıcı olduğunu söylemeyeceğini, nezaketleri gereği takdir ederler’’’

Bir yanıt yazın