Haber / Yorum / Bildiri

Başka bir halkı ezen bir halkın kendisi de özgür olamaz!

Kürt halkını ezen Türk halkı özgür olamaz!

Ulusların Özgürlüğü hakkında Marks, Engels ve Lenin’in görüşleriyle ilgili alıntılar

ULUSAL sorun, yani Kürt sorunu bizim ülkemizin hâlâ en yakıcı sorunu. Ama bu sorunu „enine-boyuna“ tartışmak, üzerine konuşmak zor, tehlikeli, „tabu“ ve „yasak“. Bu konuda 40 yıldır ülkede ve bölgede kirli bir savaş gitmektedir. Bir sorun daha başka türlü ne kadar bir ülkenin yakıcı sorunu olabilir ki!

14 Mayıs’ta Türkiye seçime gidiyor. Daha şimdiden bu sorunun, Kürt sorununun seçimlerde ve sonrasında Türkiye politikasında, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde ve sınıf savaşında belirleyici bir yer tutacağı açıktır. HDP’nin yasaklanma tehdidi altında olması ve bu nedenle seçimlere Yeşil Sol Parti altında girmesi bile bu sorunun yakıcılığını gözler önüne sermektedir.

Türkiyeli sol, demokratik ve devrimci güçlerinin Kürt sorunu üzerinde biraz daha fazla durmalarına, düşünmelerine vesile olmak, zorlukları, tehlikeleri yenmek, „tabu ve yasakları“ yıkmakta güç toplamak için Marks, Engels ve Lenin’in bu konuda söylediklerinden kısa bir derleme yaptık. Okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Güney Amerika’dan tarihe düşülen bir not

Ein Volk, das ein anderes unterdrückt, kann selbst nicht frei sein.

Tercümesi: Başka bir halkı ezen bir halkın kendisi de özgür olamaz.

Dionisio IncaYupanqui aus Peru in Cadiz 16.12.1811

1811 yılında İspanya’nın Güney Amerika’daki sömürgelerinin o zamanki başkent Cadiz’deki toplantısına Peru’dan katılan Dionisio Inca Yupanqui İspanya Kralı’na hitaben yaptığı konuşmasını bu cümleyle bitiriyor ve bu fikri tarihe kayıt düşüyor.

Milliyetçilikle enternasyonalizm arasında diyalektik bağ

Marks ve Engels 1840’lı yılların ilk yarısında milliyetçiliğin her türüne karşı çıkmış ve oluşan sömürge sistemini esas olarak küresel bir dünya pazarı kurulmasının bir unsuru olarak ve proletarya devriminin maddi ön koşullarını hazırlaması açısından ele almışlardı (mesela Komünist Manifesto’da).

Daha sonraları milliyetçilik ile enternasyonalizm arasında diyalektik bağ kurmuş ve bu soruna daha ayırımlı yanaşmışlardı. Politik ekonomik bakış açısının yanısıra kapitalist sistemin merkezlerini zayıflatma görüşü öne çıkmıştır. Daha da sonra bu çizgiyi devam ettiren Lenin ezilen ulusla ezen ulusun milliyetçiliğini birbirinden ayrı tutmuştur.

Marks, İrlanda üzerine

Marks’ın İrlanda sorunuyla ilgili aşağıdaki cümlesi bu yeni tutumun ifadesidir:

Ein Volk, das ein anderes Volk unterjocht, schmiedet seine eigenen Ketten.

Tercümesi: Başka bir halkı prangaya vuran bir halk kendi esaret zincirinin demirini dövmüş olur.

K. Marks in: Konfidentielle Mitteilung MEW 16, 417, 28.03.1870

İrlanda’nın bağımsızlığı talebi Marks için kendi başına bir talep değil ‚Avrupa’nın sosyal gelişmesini hızlandırmak için‘ kapitalizmin başlıca ülkesi İngiltere’yi canevinden vuracak bir adımdı.  Aynı zamanda Marks ve Engels, İngiltere İrlanda’yı ezdiği sürece İrlanda’nın (ve ilerde tüm ezilen ulus ve milliyetlerin) 1. Enternasyonal içinde ezen ulusun temsilcileriyle eşit statüde ayrı bir seksiyon oluşturmasını savunmuşlardı.

Engels Polonya üzerine

Engels de işgal edilmiş olan Polonya sorununda aynı mantığı kullanmıştır:

Ein Volk, das andere unterdrückt, kann sich nicht selbst emanzipieren. Die Macht, deren es zur Unterdrückung der andern bedarf, wendet sich schließlich immer gegen es selbst. Solange russische Soldaten in Polen stehen, kann das russische Volk sich weder politisch noch sozial befreien. Bei dem jetzigen Stand der russischen Entwicklung aber ist es unzweifelhaft, dass an dem Tage, wo Russland Polen verliert, in Russland selbst die Bewegung mächtig genug wird, die bestehende Ordnung der Dinge zu stürzen. Unabhängigkeit Polens und Revolution in Russland bedingen sich gegenseitig.

Tercümesi:

Başkalarını ezen bir halk kendisini özgürleştiremez. Başkalarını ezmek için kullanılan iktidar sonunda daima onu kullanana karşı döner. Rus askerleri Polonya’da oldukları müddetçe Rus halkı kendisini ne politik ne de sosyal olarak kurtarabilir. Rusya’nın gelişmesinin şimdiki aşamasında şüphe götürmeyecek olan bir şey şudur:  Rusya’nın Polonya’yı kaybettiği gün Rusya’daki hareket mevcut düzeni yıkabilecek kadar güçlenecektir. Polonya’nın bağımsızlığı ve Rusya’daki devrim karşılıklı olarak birbirlerini şartlandırıyor.

F. Engels in: Flüchtlingsliteratur MEW 18, 527 1874

Değişen koşullara ve sonuçlara göre farklı örgütlere destek

Marks ve Engels bu mantıkla İrlanda sorununda değişen koşullara ve alınan sonuçlara göre farklı örgütleri desteklemişlerdi. Onlar önce radikal demokratik bir hareket olan ve Chartistlere, bu hareket eliyle İrlanda için umdukları özgürlük gerçekleşmeyince illegal militan bir örgüt olan ve bağımsız bir cumhuriyeti savunan İrlanda Cumhuriyetçi Kardeşliği’ne (Fenier hareketi), 1867 yılında bu hareketin örgütlediği ayaklanmanın yenilgisinden ve İngiliz ordusunun ezici gücünün ortaya çıkmasından sonra da sınırlı bir otonomi isteyen meşruti-milliyetçi ‚home-rule-(kendi evinde egemenlik) hareketi’ne destek verdiler.

Ulusal sorunda sürekli Marks’a gönderme yapan Lenin

Lenin de 40 yıl sonra ulusların eşit haklılığı ve kendi yazgılarını kendilerinin tayin hakkı konusundaki görüşlerini geliştirirken sürekli olarak Marks’a gönderme yapmıştır:

Für die Revolution des Proletariats bedarf es aber einer langwierigen Erziehung der Arbeiter im Geiste der vollsten nationalen Gleichheit und Brüderlichkeit. Also ist gerade vom Standpunkt der Interessen des großrussischen Proletariats eine langwierige Erziehung der Massen im Sinne des entschlossensten, konsequentesten, kühnsten und revolutionärsten Eintretens für die volle Gleichberechtigung und das Selbstbestimmungsrecht aller von den Großrussen unterdrückten Nationen erforderlich… Unser Vorbild wird Marks bleiben, der, nach jahrzehntelangem Leben in England ein halber Engländer geworden, die Freiheit und nationale Unabhängigkeit Irlands im Interesse der sozialistischen Bewegung der englischen Arbeiter forderte.

Tercümesi:

Proletaryanın devrimi için işçilerin tam ulusal eşitlik ve kardeşlik ruhunda uzun süreli bir eğitim görmelerine ihtiyaç vardır. Yani Büyük Rusya’nın ezdiği ulusların tam eşitliği ve kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkı için, tam da Büyük Rusya proletaryasının kendi çıkarları açısından bu kitlelerin, en kararlı, en cesur ve en devrimci bir şekilde davranmaları onların bu anlamda uzun erimli olarak eğitilmelerini gerektirir…  İngiltere’de on yıllarca yaşadıktan sonra yarı yarıya İngiliz olan ve İrlanda’nın özgürlüğü ve ulusal bağımsızlığını, İngiliz işçilerinin sosyalist hareketinin çıkarı açısından talep eden Marx bize örnek olmaya devam edecektir.

W.I. Lenin in: Sozial-Demokrat Nr. 35, 12.12.1914

Lenin İngiliz liberalleri ve işçileri ve İrlanda sorunu üzerine

Wladimir I. Lenin: Die englischen Liberalen und Irland (İngiliz liberalleri ve İrlanda)

Nach Sämtliche Werke Band 17, Moskau-Leningrad 1935, S. 301-304]

İrlanda mutlak İngiltere‘den ayrılmalıdır

Karl Marx lebte damals schon über fünfzehn Jahre in London und verfolgte den Kampf der Iren mit größtem Interesse und größter Sympathie. Am 2. November 1867 schrieb er an Friedrich Engels:

„Diese Demonstration der englischen Arbeiter für Fenianismus habe ich auf alle Art zu provozieren versucht … Ich habe früher die Trennung Irlands von England für unmöglich gehalten. Ich halte sie jetzt für unvermeidlich, obgleich nach der Trennung Föderation kommen mag.”

Tercümesi:

Karl Marks o zamanlar 15 yıldan fazla bir zamandır Londra’da yaşıyordu ve İrlandalıların mücadelesini büyük bir ilgi ve sempatiyle izliyordu. 2 kasım 1867’de Friedrich Engels’e şunları yazdı:

„İngiliz işçilerinin Fenianismus (İrlanda bağımsızlık taraftarlarının ideolojisi) için bu çıkışını her türlü kışkırtmaya çalıştım… Ben daha önceleri İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmasını mümkün görmüyordum. Ben şimdi, her ne kadar ayrılmadan sonra federasyon gelse de, bunu kaçınılmaz buluyorum.“   

Marks: İrlanda konusunda İngiliz işçileri ne yapmalıdır

In einem Briefe vom 30. November desselben Jahres kommt Marx wieder auf dieses Thema zurück:

„Fragt sich nun, was sollen wir den englischen Arbeitern raten? Nach meiner Ansicht müssen sie Repeal der Union” (Aufhebung der Union Irlands mit England) „(kurz den Witz von 1783, nur demokratisiert und den Zeitumständen angepasst) zu einem Artikel ihres Pronunziamento machen. Es ist dies die einzig legale und daher die einzig mögliche Form der irischen Emanzipation, die in das Programm einer englischen Arbeiterpartei aufgenommen werden kann.”

Und weiter weist Marx nach, dass die Iren Selbstverwaltung und Unabhängigkeit von England, eine Agrarrevolution und Schutzzölle gegen England brauchen.

Tercümesi:

Aynı senenin 30 Kasım‘ında Marks bir mektubunda bu konuya geri döner:

„Şimdi sorulacak soru, bizim İngiliz işçilerine ne tavsiye edeceğimiz sorusudur? Benim fikrime göre onlar Repeal der Union‘u (İrlanda’nın İngiltere ile birliğine son verilmesini) (kısaca 1783‘ün espirisini, ama demokratikleşmiş ve zamanın koşullarına uyarlanmış olarak) irade beyanlarının bir maddesi yapmalıdırlar. Bu, İrlanda bağımsızlığının, bir İngiliz işçi partisi programına girmesi gereken legal ve bu nedenle de mümkün olan tek biçimidir.”

Ve devamla Marks İrlandalıların özyönetime, İngiltere’den bağımsızlığa, bir tarım devrimine ve İngiltere’ye karşı koruyucu gümrüklere ihtiyacı olduğunu kanıtlarıyla ortaya koymuştur. “

İngiliz işçilerinin özgürlüğü İrlanda’nın özgürlüğünü gerektirir

Dies war das Programm, das Karl Marx den englischen Arbeitern im Interesse der Freiheit Irlands, der Beschleunigung der gesellschaftlichen Entwicklung und der Freiheit der englischen Arbeiter vorschlug; denn die englischen Arbeiter konnten die Freiheit nicht erringen, solange sie halfen (oder auch nur erlaubten), ein anderes Volk in Sklaverei zu halten.

Karl Marks’ın İrlanda‘nın özgürlüğü, toplumsal gelişmenin hızlandırılması ve İngiliz işçilerinin özgürlüğü için önerdiği program buydu; çünkü İngiliz işçileri bir halkın kölelik rejimi altında tutulmasına yardım ettikleri (veya buna sadece müsaade ettikleri) sürece özgürlüklerini elde edemezlerdi. 

Maalesef İngiliz işçileri liberallerin kuyruğundan ayrılamadı

Doch leider! Die englischen Arbeiter erwiesen sich kraft einer ganzen Reihe besonderer historischer Ursachen im letzten Drittel des XIX. Jahrhunderts als von den Liberalen abhängig und vom Geiste der liberalen Arbeiterpolitik durchtränkt. Sie erschienen nicht an der Spitze der Völker und Klassen, die für die Freiheit kämpfen, sondern im Schlepptau der verächtlichen Lakaien des Geldsacks, der Herren englischen Liberalen.

Fakat maalesef! İngiliz işçileri 19. Yüzyılın üçüncü çeyreğinde, bir dizi özgül tarihsel nedenden dolayı, liberallere bağımlı ve baştan aşağı onların işçi politikası görüşlerine bulaşmış olduklarını ortaya koydular. Onlar özgürlükleri için savaşan halkların ve sınıfların başında değil, para torbalarına tapan alçakların, İngiliz liberal beyefendilerin kuyruğunda olarak boy gösterdiler.

Kıssadan hisse

Marks, Engels ve Lenin’in bu tespitlerinden Türk sol, demokrat ve devrimcilerinin önümüzdeki mücadeleler için çıkarılacak dersler olması gerekir. Marks’ın İrlanda için söylediklerini Türk işçi ve liderleri neden Kürtler için söylenmesin! Mesela neden

“Başka bir halkı ezen bir halkın kendisi de özgür olamaz” tespiti

“Kürt halkını ezen Türk halkının kendisi de özgür olamaz” olarak söylenmesin?

“Başka bir halkı prangaya vuran bir halk kendi esaret zincirinin demirini dövmüş olur” tespiti

“Kürt halkını prangaya vuran Türk halkı kendi esaret zincirinin demirini dövmüş olur” olarak neden söylenmesin?

“Rus askerleri Polonya’da oldukları müddetçe Rus halkı kendisini ne politik ne de sosyal olarak kurtarabilir” tespiti,

“Türk askerleri Kürdistan’da oldukları müddetçe Türk halkı kendisini ne politik ne de sosyal olarak kurtarabilir” neden denmesin?

“İrlanda’nın özgürlüğü ve ulusal bağımsızlığı, İngiliz işçilerinin sosyalist hareketinin çıkarına” tespiti

“Kürdistan’ın özgürlüğü ve ulusal bağımsızlığı Türk işçilerinin sosyalist hareketinin çıkarınadır” olarak neden söylenmesin?

“Ben daha önceleri İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmasını mümkün görmüyordum… şimdi, bunu… kaçınılmaz buluyorum…  İrlanda bağımsızlığının, bir İngiliz işçi partisi programına girmesi gerekir” diyen Marks’ın sözü

“Biz Kürdistan’ın Türkiyeden ayrılmasını mümkün görmüyorduk, şimdi bunu kaçınılmaz buluyoruz… Kürdistan’ın bağımsızlığı bir Türk işçi partisinin programına girmelidir” şeklinde neden denmesin?

“İngiliz işçileri bir halkın kölelik rejimi altında tutulmasına yardım ettikleri (veya buna sadece müsaade ettikleri) sürece özgürlüklerini elde edemezler” tespiti,

“Türk işçileri bir halkın, Kürt halkının kölelik rejimi altında tutulmasına yardım ve müsaade ettiği sürece özgürlüklerini elde edemezler” şeklinde neden söylenmesin? Söylenemiyor, çünkü egemen güçler bunu dillendirenlere en ağır cezaları öngörmektedir. Onlar bu yaptırımları getirebiliyorlar, çünkü egemenler Türk işçilerini kendi kuyruklarına, Kemalizm kuyruğuna takabilmektedirler. Lenin de o zaman benzer şekilde İngiliz işçilerini suçlar ve “İngiliz işçileri… bir dizi özgül tarihsel nedenden dolayı, liberallere bağımlı oldular” ve “onlar özgürlükleri için savaşan halkların ve sınıfların başında değil, para torbalarına tapan alçakların, İngiliz liberal beyefendilerin kuyruğunda olarak boy gösterdiler” der. Türk işçileri de şimdi özgürlüğü için savaşan Kürt halkının başında değil Kemalizmin, para babalarının kuyruğunda boy göstermektedir. Çözüm bunu ortadan kaldırmaktır, Türk işçilerini Kürt sorunu konusunda enternasyonalizm ruhunda eğitmektir, tarihle yüzleşmektir. Demokratik bir Türkiye için seçim meydanlarında ve seçim sonrası demokrasi eylemlerinde Kürtlerin özgürlüğü ve bağımsızlığı Türk işçilerinin baş ana taleplerinden biri olmalıdır. Çünkü bu kendi özgürlüğüne giden yoldur.

Bir yanıt yazın