Haber / Yorum / BildiriOkurlardan

Sivas hâlâ “yanıyor”

2 Temmuz 1993! Türkiye tarihinde bir kara leke daha. O gün gericilik Sivas’ta Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak için gelen ve çoğu Alevi olan Türkiye’nin en saygın aydın, sanatçı, yazar, şair, müzisyenlerine karşı bir katliam daha işledi. Yaklaşık 15 bin kişilik bir Sünni İslami güruh bu aydınların kaldığı “Madımak” oteline saldırdılar. Devletin gözü önünde oteli ateşe verdiler. 37 can alevler içerisinde yanarak can verdi. Aziz Nesin ve Arif Sağ son anda kurtarılabildi. O gün bu ölümleri alkışlayan güruhtan sadece 124 kişi tutuklandı. Gerçek failler ellerini kollarını sallayarak hala aramızda geziyorlar. Açılan davalar skandallarla sonuçlandı, hemen hepsi serbest bırakıldı. Başta Erdoğan olmak üzere tüm iktidarlar olayın üstünü kapatmaya gittiler. Bunun hesabı onlardan mutlak sorulacak. Madımak bu canların anısına bir gün müze olacak.

 Aşağıda okuyucumuzun yazısını, tüm canları katledişlerinin 30. yılında saygıyla anarak yayınlıyoruz:

Armağan MUTLU

İnsanlık tarihi birçok acımasız insan gördü, birçok acımasız diktatör gördü ve bu insanlar birçok insanı katletti, yağmaladı, yerinden etti. 

Caligula’dan Mussolini’ye, Cengiz’den Mussolini’ye… 

Birçok acımasız diktatör tarihin kötü öznesi görevini üstlendi. 

Ama hiçbirisi sanatçı ve aydın insanları diri diri yakmadı.

Elbette tarihte insanlar yakılarak katledildi. 

Ama hiçbiri belirlenmiş bir organizasyon ile gerçekleşmedi. Bu katliamı yapanlar tarihte hiçbir dönem organize bir şekilde yönetici olmadı ya da olamadı. 

Ama Türkiye’de oldu.

 2 Temmuz 1993 yılında:

Sanatçılar aydınlar bir otelde bile isteye organize bir şekilde yakılarak, katledildi. 

Devlet sesini çıkarmadı önlem almadı, haberi de vardı üstelik. 

Olayı hepimiz biliyoruz ama biraz derinlemesine incelemekte fayda görüyorum.

 İnceleme yaparken sorarak irdelemenin daha uygun olacağını düşünerek başlıyorum.

 1) Salman Rüşdi ‘nin Şeytan Ayetleri kitabı çevirileri Aydınlık dergisinde yayınlanıyordu. 

Aydınlık dergisi yayın hayatı boyunca satamadığı dergiyi katliamdan bir hafta önce sadece Sivas’ta nasıl sattı? Aydınlık gazetesi sahibi olan müsvedde her konuda sallarken Madımak katliamı konusunda neden sus pus?

Peki bu gazetenin sahibi müsvedde, katliamdan 3 gün sonra katliama misilleme olarak yapıldığı söylenen katliamı her seferinde neden dile getiriyor hem de hiçbir olayı dile getirmediği kadar? 

Bu müsvedde şu anda kimden yana? 

2) Katliam ile ilgili TBMM’nde kurulan araştırma komisyonunun başında olan şahıs Abdüllatif Şener şimdiki iktidar partisinin kuruluş aşamasında yer almadı mı? Şimdi muhalefette olması tesadüf mü?

Katliamın üzerini örtmek için tepeden inme gelen iç işleri bakanı mevcut iktidarın kuruluşunda yer almadı mı Şimdi İYİ partinin başında muhalefet yapması tesadüf mü?

3) Katliamı yapanları savunan avukatlar yıllarca AKP’ de vekil olmadı mı ?

Aynı AKP genel başkanı dava zaman aşımına uğradığında “hayırlı uğurlu olsun” diyerek sevinmedi mi?

 4) Katliam günü “gazanız mübarek olsun!” diye böğüren kişi bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olmadı mı? Şimdi muhalefette olması tesadüf mü?

Bu katliamda parmağı olan kitle şimdiki iktidarın ve muhalefetin çoğunluğunu oluşturuyor. 

Bunların hepsinin birden, bu katliamı samimi olarak kınayan HDP’ye düşmanlık etmesi normaldir.

 Peki, geleceğin iktidarını katliam sorumluları kurdu da, o dönemki iktidar ne tepki verdi? 

Dönemin başbakanı “neyse ki dışarıda ki vatandaşa bir şey olmadı” dedi 

Diğerlerini zaten biliyoruz..

Madımak katliamı insanlık suçudur. 

İnsanlık suçunun faillerinin yargılanması elzemdir. 

Ancak bu yargılama bu iktidar ve zihniyeti ile mümkün değildir. 

Yargılama ancak sınıfsız bir toplumda mümkündür 

Sınıfsız toplum inşa edilince katliamın sorumluları hayatta olmayacak muhtemelen ama zihniyetleri yargılanacak tarihe gömülecek.  Ve bu toplumun ezilen kesimleri Aleviler, Kürtler, kadınlar bir daha asla boyun eğmeyecek!

Bir yanıt yazın