Haber / Yorum / Bildiri

Mustafa Suphileri anmak, savunmak ne demektir?

Mustafa Suphileri anmak demek Stalin dönemi de dahil, Sovyetler Birliği’ni ve diğer sosyalist ülkelerdeki sosyalizm kuruculuğunu, reel sosyalizmin kazanımlarını ve enternasyonal dayanışmasını, Marksizmi-Leninizmi ardıcıl savunmak, anti-komünizme ve anti-sovyetizme karşı çıkmak demektir.

Mustafa Suphileri savunmak demek, 1973 Atılımı’nı savunmak ve ondan gereken dersleri çıkarmak demektir. Şefik Hüsnü’nün burjuvaziyle, Kemalizm’le uzlaşma politikasına, bu politikayı savunan Kıvılcımlı, Mihri Belli, Vedat Türkali gibilerinin görüşlerine karşı çıkmak demektir. Mustafa Suphileri anmak demek hem TKP hem TİP’i likidasyona götüren Behice Boranların ve bunların takipçileri Nabilerin anlayışlarına karşı savaşmak demektir. Mustafa Suphilerin partisi ayrı ayrı ideoloji ve siyasetten gelen insanların ortak hedefler etrafında toplandıkları bir örgüt değildir. Mustafa Suphilerin partisini savunanlar daha başından partinin program ve tüzüğünü kabul edenlerdir. Bu komünistlerin ideoloji ve politikaları birdir. Bunu başından kabul etmeyenler üye olamaz.

Mustafa Suphileri anmak demek, onun partisinin bilimsel örgüt yapısını bilince çıkarmak, demokratik merkeziyetçiliği ödünsüz savunmak demektir. Bu, parti program ve tüzük ilkelerine göre çalışmak, partiyi çalıştığı ve oturduğu yere göre örgütlemek demektir, legal ve illegal çalışma yöntemlerini karıştıranlara, kendi iş yerlerini partinin malları ve kaynaklarından ayrı tutmayanlara, parti kararlarını sulandıranlara, legalizm batağında partiyi likide edenlere, dalkavuklara, kariyeristlere yer vermemek demektir, gevezeliğe, boşboğazlığa, dedikodulara, yoldaşlarının yüzüne değil, arkasından onu karalamaya kalkanlara karşı çıkmak demektir, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını işletmek demektir, örgüt kararı olmadan kendi başına davranmamak demektir. Mustafa Suphi’nin partisinde hangi biçimde olursa olsun, fraksiyonculuk, grupçuluk, hizipçilik olamaz, çelik disiplin vardır. Partinin üst organlarının kararları bağlayıcıdır. Azınlık çoğunluğun kararlarına uymak zorundadır. Savaşan parti kendi sorunlarını kendi içinde ve birimlerinde sonuna kadar en demokratik şekilde tartışan, karar alan, kararı uygulayan ve bunlardan ders çıkaran partidir. Bir birim bir başka birimin işine karışamaz, bir organdan veya birimden bilgi aktarımı merkezi olur. Bireysel, yan veya paralel ilişkiler Leninist parti anlayışıyla taban tabana zıttır. Bu hem legalde hem de illegalde geçerlidir. Maoculuk partilikle bağdaşmaz, bir komünist aile işlerinin karşısına parti işlerini koyamaz veya bireysel tutkularını ailesinden gizli parti çalışması olarak gösteremez. Ailesini parti çalışmalarına entegre eder. Mustafa Suphilerin bu ilkelerini gözardı edenlerden partimiz çok çekmiştir. Mustafa Suphilerin ortadan kaldırılmasından sonra partinin en fazla zarar gördüğü bu anti-leninist çalışma anlayışları olmuştur.

Mustafa Suphi’yi savunmak demek, TİP-TKP bileşmesine karşı çıkmak, bu birleşmenin bir likidasyon olduğunu görmek demektir.

Mustafa Suphi’yi savunmak demek, bugün PKK öncülüğünde ulusal baskıya karşı direnen Kürt halkıyla dayanışmayı yükseltmek, Türk işçi ve solcuları arasındaki egemen Türk milliyetçiliğine karşı çıkmak, Kürt halkı özgür olmadan Türk halkının özgür olamayacağını yığınlara anlatmak demektir.

Mustafa Suphi’yi anmak demek, devletin resmi “TKP”lerine, TKP ismini kullananlara karşı çıkmak, TKP’nin tarihini ve geleneğini, Marksçı-Leninci ilkelerini savunmak demektir.

Mustafa Suphi’yi anmak demek, onun savaş geleneğini yaşatmak demek, O’nun kurduğu parti TKP’yi Marksist-Leninist temellerde yeniden yapılandırmak, Türkiye’de yığınlarla bağlanmak, Şefik Hüsnü’lerin yaptığı gibi yalnız aydınlar arasında değil, öncelikle fabrikalarda, köylerde işçi ve köylüler, emekçi yığınlar, gençler ve kadınlar arasında örgütlemek demektir.

Mustafa Suphi’nin yolunda yürüyelim, TKP’yi güçlendirelim!

Nerde bir partili varsa TKP oradadır!

TKP yaşıyor, savaşıyor!

Bir yanıt yazın