Haber / Yorum / Bildiri

Açıklama: HDP İzmir il binasına yapılan saldırıyı şiddetle lanetliyoruz!

Saldırıyı planlayan iktidardır, tüm demokratik güçler ve muhalefet birleşmelidir!

17 Nisan 2021 Perşembe günü saat 10.30’da silahlı “bir kişi” HDP İzmir il binasına saldırdı. Saldırıda binada tek başına çalışmakta olan parti çalışanı Deniz Poyraz yoldaş katledildi. Faili belli bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz, HDP ile, HDP’li yoldaşlarla dayanışma içinde olduğumuzu açıklıyoruz. Katledilen Deniz Poyraz yoldaşın anısı Kürt ve Türkiye halklarının özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinde yaşayacaktır.

HDP’ye böyle bir saldırının gelmekte olduğu belli idi. İktidar, başta Erdoğan ve küçük ortağı Bahçeli ve onların “fedaisi” Soylu olmak üzere aylardan beri HDP’yi hedef göstermekte, çapulcularını HDP binalarına saldırtmaktaydılar. Onlar sürekli HDP milletvekilleri hakkında fezlekeler hazırlatmaktalar, Cumhuriyet Başsavcısı’na HDP’nin kapatılması ve 451 HDP’li yöneticisini politika dışı bırakmak için davalar açtırtmaktadırlar. Günlerden beri “Kobane Davası” diye düzenlettikleri bir uydurma dava ile başta Demirtaş, Yüksekdağ, Kışanak, Tuncel olmak üzere 100’den fazla HDP yöneticisini yargılatmaktadırlar. Bu yargılamayla Erdoğan HDP’den kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinin intikamını almak istediğini açıkça ilan etti. O iktidarının geleceğini HDP’nin ve Kürtlerin politik yaşamdan bertaraf edilmesinde görmektedir. Bunun için de sürekli HDP’ye, Kürtlere, Kürt Özgürlük Hareketi’ne, PKK’ye saldırmakta, onlara karşı ötekileştirici ve düşmanlaştırıcı bir dil kullanmaktadır. Bu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemlerle uzun zamandan beri kamuoyunu HDP’ye ve tüm muhalefete karşı hazırlama gayreti içinde bulunuyordu.

Erdoğan HDP, Kürt ve demokrasi güçleri örgütlü mücadele ettikleri sürece iktidarının tehlikede olduğunu çok iyi bilmektedir. Bunun için O saldırıya HDP’den başladı. Yargıyı harekete geçirdi. Ama tüm hukuksal girişimleri başarılı olmadı. HDP’yi kapatma davası ilk aşamada geri tepti. Kamuoyunda büyük tepki gördü. Önde gelen HDP’lileri yargılamak için düzenlettiği “Kobane Davası”ında HDP yargılanan değil yargılayan konumuna yükseldi. Kamuoyunda HDP haklı konuma geldi. Erdoğan için ise bu durumun acilen değişmesi gerekiyordu. Bunun için bir plan hazırlandığı ortaya çıkmaktadır. Bu plana göre 16 Haziran’da Kobane duruşması ve 17 Haziran’da da İzmir’de 40 kişinin katılacağı HDP toplantısı basılacaktı. Bu planın acilen uygulanmaya konduğu görülüyor.

16 Haziran’da Kobane duruşması, kendisine sözde şehit yakınları denen bir güruhun “baskınına” uğradı. Kuş uçurulmayan salona güvenlik güçlerinin gözü önünde elini-kolunu sallayarak giren bir güruh HDP’lileri linç etmeye kalktı, avukatlara saldırdı, “sanıklara” saldırmaya yeltendi. Mahkeme kurulu ise uyarılara rağmen suç duyurusunda bulunmadı. Çünkü plandan haberliydiler. Fakat bu baskın kamuoyunda “bu kadar da olamaz” dedirtti. 17 Haziran’da İzmir’de planlanan saldırı da gerçekleşti. Ama HDP’nin toplantıyı bir başka nedenle tesadüfen ertelemiş olmasıyla büyük bir katliamın önüne geçilmiş oldu. Cani binada bulduğu tek Deniz yoldaşı anında katletti ve etrafa ateş etmeğe başladı. Aylardan beri polis ablukası altında olan binaya eli silahlı bir caninin polisin müdahalesi olmadan girmesi, katliam işlemesi emirlerin yüksek yerlerden geldiğinin kanıtıdır. Polis ve savcı saldırganın “PKK’dan nefret eden“ sağlık personeli tek bir kişi olduğunu, bir bağlantısı olmadığını söyleyerek saldırının örgütlü bir saldırı olmadığı kanısını uyandırmaya çalıştılar. Oysa saldırgan SADAT tarafından Suriye’de silahlı eğitimden geçirilmiş ve yetiştirilmiş, bir elinde silah diğer eliyle kurt işareti yapan internet sitesiyle örgütlü biri olduğu tüm çıplaklığı ile ortada idi. Saldırı planlı ve örgütlüydü.

Şu gerçek bilinmeli ki, HDP’ye yapılan bu saldırı aylardan beri iktidarın tüm demokrasi güçlerini ve muhalefeti susturmaka için örülmekte olan bir planın ilk uygulamasıdır. Bu saldırı yalnız HDP’yi hedef almamakta, tüm muhalefeti ve demokrasi güçlerini hedef almaktadır. HDP’den sonra sıra diğer muhalefet partilerine ve demokrasi güçlerine gelecektir. İktidar bunun sinyallerini çoktan vermiş bulunmaktadır. Rize’de direnen İkizdere kadınlarını ziyareti sırasında saldırıya uğryan Akşener’e “bunlar iyi günler… Daha neler olacak neler” diyen Erdoğan böylesi ve daha büyük katliamları ima ediyordu. Videocu Sedat Peker son açıklamalarında 90’lı yıllarda kahveler basılıp katliamlar yapıldığı gibi, şimdi de benzer katliamlar planlanmakta olduğunu açıklamıştı. Zira Erdoğan böylesine yaratılan bir kaos ortamında seçimli veya seçimsiz iktidarda kalması mümkündür. Önümüzdeki günlerde yalnız HDP’ye değil tüm muhalefete ve demokrasi güçlerine bu saldırılar artacaktır. 90’lı yıllar yeniden yaşatılacaktır. Erdoğan için önemli olan iktidarda kalmaktır. Onun için katliamlar ve kaos bu “işin” fıtratında vardır. Onlar uzun zamandan beri 90’lı yılların ortamını hazırlamak için çalışmaktadırlar. Bunun için Çakıcı hapisten çıkarıldı. 90’lı yılların dörtlü çetesi, Ağar, Eken, Alan, Çakıcı yayınladıkları fotoğraflarla hazır ve gelmekte olduklarını ilan ettiler. Bu hazırlığın mimarı Erdoğan ve Soylu’dur. Çakıcı boşuna Kılıçdaroğlu’nu “bakla kazığına oturtmak”la tehdit etmedi. Bu tehdit yalnız Kılıçdaroğlu’na değil tüm muhalefete ve demokrasi güçlerine yönelikti.

Artık “iş” tehditten icraata geçmeye başlamıştır. HDP’li Deniz Poyraz ilk kaybettiğimiz canımızdır. Başka canları kaybetmemek için gelmekte olan mafya-iktidar saldırılarını, yaratacak kaos ortamını engellememiz gerekmektedir. Bu ise HDP dışlanmadan tüm muhalefetin ve demokrasi güçlerinin AKP/MHP iktidarına, Erdoğan’ın tek adam rejimine karşı bir demokrasi cephesinde birleşmesiyle mümkündür. HDP’ye bu saldırı gelmekte olan tehlikenin işaretidir. Bugün HDP ile birlik olunmazsa yarın hepimiz için çok geç olabilir. Gün ayrıldığımız değil, birleştiğimiz yanların ortaya çıkarılması günü olmalıdır. Bu gelmekte olan faşizan rejime karşı görevimizdir. Tarih ve gelecek nesiller bizleri bu görev karşısında aldığımız tavırla yargılayacaktır.

Haydi, hep birlikte HDP ile dayanışmayı yükseltelim. HDP ile dayanışma Erdoğan’ı can evinden vuracak, iktidarına son verecek, Türkiye’yi demokratikleştirecek en güçlü eylemdir.

Gün dayanışma ve birlikte olma günüdür.

TKP – 1920

17.06.2021                           www.tkp-online.com

Bir yanıt yazın